Şeker Kanunu Tasarısı’nın topluma sağlıklı şeker yedirmeyi amaçlamadığını öne süren Ziraat Mühendisleri Odası uyardı: “Türkiye’nin şekeriyle oynamayın!”
Şeker Kanununda köklü değişiklikler getiren Şeker Kanunu Tasarısı’yla glikozun kota dışına çıkarılarak Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) kotalarının arttırılmasının hedeflendiğine dikkat çeken Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, “Şeker Kanun Tasarısı şekerpancarı üreticilerini ve doğal şeker üretim sektörünün aktörlerini hayal kırıklığına uğratmakta ve derin kaygılar yaratmaktadır. Kanun tasarısı on yıllardır elde edilmiş çiftçi ve çiftçi örgütlerinin haklarını elinden almakta, buna karşılık uluslararası lobileri, yani NBŞ üreticilerini güçlendirmektedir” görüşünü dile getirerek uyardı: “ortaya çıkacak faturanın ekonomi-politik ve sosyo-politik maliyeti ağır olacaktır. Türkiye’nin şekeri ile oynamayın!”
‘MİLYONLARIN GELECEĞİ UMURSANMADAN ŞEKERLE OYNANIYOR’
Şeker Kanunu Tasarısı hakkında yazılı bir açıklama yapan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, şeker pancarının Türkiye tarımı ve ekonomisi açısından milyonlarca ailenin istihdam kaynağı olduğunu belirterek, “Şeker sanayi, hayvancılık ve yem girdisi başta olmak üzere şekerpancarı birçok konuda ülkemizin stratejik ürünlerindendir. Şekerpancarı gibi sosyolojik, ekonomik ve de kültürel öneme sahip bir ürün üzerinde politik oyunlar son zamanlarda sıkça gündeme gelmektedir. ‘Ekonomiye her yıl milyarlarca TL katkı sunan bir ürün ve sektör, bazılarının iştahını kabartıyor.’ İşte, bu yüzden şekerpancarı ile pancar şekeri ile oynanıyor. Milyonların geleceğini umursamadan da lobilerle, uluslararası tekellerle yasal düzenleme adı altında ‘gelecek yok edilmek’ isteniyor. Bunun için Şeker Kanunu değiştiriliyor” dedi.
NBŞ’LER, TASARIDA ‘DİĞER ŞEKERLER’ ADIYLA GİZLENİYOR
TBMM’de ilgili komisyonların gündeminde bekletilen tasarının, şeker üzerindeki oyunları da açığa çıkardığını savunan Güngör, kanunun değiştirilmesini isteyenlerin avuçlarını ovalayarak beklediklerini dile getirdiği açıklamasında şunları söyledi: “Tüm güçleri ile şekerpancarından yapılan şekerin yerini glikoz, izoglikoz, fruktoz şurubuna bıraktırmak isteyen lobiler var güçleriyle çalışmaktadırlar. Amaç ülkemizin, çiftçimizin çıkarı değil, şekerpancarının sürdürülebilir üretimi değil, topluma sağlıklı, doğal şeker yedirmek ise hiç değil. Şeker Kanunu değişikliği ile yapılmak istenenler; glikozun kota kapsamı dışına çıkartılması ve Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) kotalarının artırılmasıdır (hatta zamanla tamamen kaldırılması). Tasarıda kamuoyu algısını değiştirmek amaçlı olarak NBŞ’ler ‘diğer şekerler’ adı altında gizlenmektedir. Bu durum üreticiyi ve de tüketiciyi kandırmak anlamına gelmektedir.
EN AZ 10 BİN AİLE PANCAR ÜRETİMİNDEN UZAKLAŞACAK
Ayrıca, söz konusu Kanun tasarısında ‘diğer şekerler için belirlenecek toplam A kotası, ülke toplam A kotasının yüzde 15’i olarak belirlenir.’ ifadesi yer almaktadır. Bu şu anlama gelmektedir; ‘diğer şekerler’ tanımı içerisine gizlenen NBŞ’lerin yüzde 10 olan kotası yüzde 50 artışla yüzde 15’e çıkarılmaktadır. (Mevcut Kanunda Bakanlar Kurulu’nun yüzde 50 eksiltme veya artırma yetkisi var). Pancar şekerine alternatif bir ürüne ayrıcalık tanınarak kota artırımının tarım sektörünü ve pancar sanayinin desteklediği yan sektörleri olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. Mevcut Kanunda bile AB ortalamalarının çok üzerinde üretim kotası verilen NBŞ’lerin kotasının yüzde 15`e çıkarılmasının pancar şekeri sanayine, pancar üreticilerine etkisi çok büyük olacaktır. 125 bin ton şekere karşılık gelen bu artırım Doğu Bölgelerimizde yer alan 4 şeker fabrikasının kapanması, 1 milyon ton pancarın üretilememesi, yaklaşık 200 bin dekar alanın pancar üretimi dışında kalması, en az 10 bin ailenin pancar üretiminden uzaklaşması anlamına gelmektedir.”
‘ŞEKER KURULU ÖZERKLİĞİNİ YİTİRİP SİYASİLEŞECEK’
Tasarı Kanunlaşması durumunda Şeker Kurulu’nun özerk bir yapıdan siyasi bir yapıya dönüşeceği görüşünü savunan ZMO Genel Başkanı Güngör, “çünkü tasarı halindeki Şeker Kanunu ile Şeker Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurulu’ndaki üye sayısının 7’den 5’e düşürülmesi ve üyelerin tamamının ilgili Bakanlıkların önereceği kişiler arasından seçilmesi öngörülmektedir. Üyelerin Bakanlar Kurulu tarafından Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı temsilcileri ile sanayiyi temsilen Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, çiftçi örgütlerini temsilen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından önerilen ikişer isimden birini seçmesiyle oluşturulacağı ifade edilmektedir. Burada hemen fark edileceği gibi çiftçi örgütlerinin söz hakkı yok ve tamamen Yürütmeye bağlı bir yapı ortaya konuluyor. Mevcut Kanun eleştirilirken Kurumun ve Kurulun yapısı anti demokratik olarak bulunurken, daha demokratik bir çözümün beklendiği Tasarıdan tam tersi bir durum ortaya çıkmaktadır. Böyle bir yapı çiftçi örgütlülüğünü göz ardı etmektir” diye konuştu.
NÜFUSUN YÜZDE ONU GEÇİMİNİ SEKTÖRDEN SAĞLIYOR
Şekerpancarı ve pancar şekeri üzerindeki oyunlardan birinin de şeker fabrikalarının özelleştirilmesi olduğunu kaydeden Güngör, şeker fabrikalarının ülke ekonomisine olduğu kadar fabrikalarının bulunduğu bölgelerde de bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da etkisini artıracak bir şekilde çalışmaya devam etmesi gerektiğinin altını çizdiği açıklamasında ayrıca şu görüşlere yer verdi: “Şeker tüm dünyada titizlikle korunan stratejik sektörlerin başında gelmektedir. Sektör halen ülke ekonomisine yılda yaklaşık 3-3,5 milyar dolar katma değer yaratmakta ve ülke nüfusunun en az yüzde 10’unun geçimini doğrudan veya dolaylı sağlamaktadır. Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafi ve stratejik konum göz önüne alındığında; işlenmiş tarımsal ürünlerinin dünya pazarlarına iletilmesi ile ilgili avantajımızın önemi açıkça ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle şeker sanayi, Türkiye için hem ekonomik hem de sosyo-politik olarak son derece büyük önem taşımaktadır.
‘TÜRKİYE’NİN ŞEKERİYLE OYNAMAYIN’
Sonuç olarak; bir kanundan öncelikle beklenen, koşulların daha da iyileştirilmesi, vatandaşın çıkarının gözetilmesi, ülkenin stratejik ürünlerinin korunmasıdır. Oysa Şeker Kanun Tasarısı şekerpancarı üreticilerini ve doğal şeker üretim sektörünün aktörlerini hayal kırıklığına uğratmakta ve derin kaygılar yaratmaktadır. Kanun tasarısı on yıllardır elde edilmiş çiftçi ve çiftçi örgütlerinin haklarını elinden almakta, buna karşılık uluslararası lobileri, yani NBŞ üreticilerini güçlendirmektedir. 4634 sayılı Şeker Kanununda bazı gereksinimlerden hareketle kuşkusuz değişikliğe gidilebilir. Fakat bu değişiklikler ülkemiz çıkarına, üreticimiz çıkarına, sektörün haklarını korumak adına olmalıdır. Bu hali ile ülkemize, üreticimize hizmet etmeyen tasarı, yüzde 10’luk üretimi temsil eden NBŞ`yi, yüzde 90’ı temsil eden pancar şekerine tercih etmektedir. Bu değişiklikler kimlerin uğruna yapılmak istenmektedir. Kanunlar, yasal düzenlemeler her şeyden önce kamu çıkarı gözetilerek hazırlanmalıdır, çıkarılmalıdır. Aksi takdirde ortaya çıkacak faturanın ekonomi-politik ve sosyo-politik maliyeti ağır olacaktır. Bu nedenle; Türkiye’nin şekeri ile oynamayın.”
Yusuf Yavuz
- admin
- Tarım Haberleri
- 3 Ekim 2014
- Yorum Yok
- 941 Görüntülenme